13 Kasım 2015 Cuma

Planlı Bir Oyun : 'Kurnaz Aşıklar' (ADT)


1700'lerde yazılan George Farquar imzalı 'Kurnaz Aşıklar', Ankara Devlet Tiyatrosu'nda ilk kez seyirciyi selamlıyor. Bu yıl onca olay oldu lakin çoğu kurum repertuarını oluştururken, suya sabuna dokunmayan oyunları tercih etti. Açıkçası Kurnaz Aşıklar'ın neden böyle bir dönemde sahnelendiğini anlayamadım. ('Seyirci biraz da gülsün' düşüncesinin bunca zaman bir işe yaramadığını gördüm) Oyun 4 Ağustos 2015 tarihinde Başdramaturg tarafından onaylanmış. Tarih ortada. 7 Haziran seçimleri bitmiş. Oh, rahatız! Neyse... Oyunun metni elimde mevcut değildi. Elimi açıp istemem de fayda etmedi. Ben de oyunu izlemek için Ankara'ya kadar gitmişken, Devlet Tiyatroları'nın kütüphanesinden metni temin edip, okudum ve nihayetinde izledim...

George Farquar (1677-1707) İrlandalı bir yazar. Smock Alley Theatre'da oyunculuk yapmış. Bir düello sırasında rol arkadaşını yaraladıktan sonra da oyunculuğu bırakmış. Böylece oyun yazmaya yönelmiş ve teğmen olarak askerliğe katılmış. Restorasyon döneminde, töre komedyası ve fars geleneği içinde, ortasınıf ahlakını ele almış. Serüvenli olay örgüsü ve ağdalı diyaloglar ise oyunlarının başlıca özellikleri olarak öne çıkmış. (Başlıca oyunları: 'Değişmez Çift' -1699-, 'Acemi Asker' -1706-, 'Güzel Tuzak' -1707- )  

Kurnaz Aşıklar, George Fraquar'ın hayatından izler taşıyan bir metin. Birçok ülke dolaşması, o ülkeye yabancılaşan ve 'komik' duruma düşen kimselerin, karakter tahlillerini yapmasını kolaylaştırmış. (Kont karakteri buna bir örnek) Yine aynı durumdan yola çıkarak, her yere uyum sağlayabilen 'bukalemun' insan tipini de eserlerine konu edinmiş. (Bkz: Aimwell ve Archer) Teğmen oluşu, metnin belirli bölümlerine, İngiltere ile Fransa'nın askeri münasebetini işlemesine neden olmuş (sanki). Son söylediğim, İlham Yazar'ın rejisinde yok denecek kadar az bir iletiye sahip. Bunu bir eksiklik olarak görmedim. Metni okurken, ne kadar çok alakasız ve gereksiz bölüm olduğunu aklımdan geçirirken, sahne üzerinde metnin budandığını fark ettim. Rejisörün bu çıkarım işlemi bana göre hem oyunun adının hakkını vererek, ana temasını 'kurnazlık' üzerine kurmasını hem de seyirciyi sahnedeki 'serüvene' dahil ederek, sadece olay odaklı bir 'kolay izleniş biçimi' yakalamasını mümkün kılmış. Karışık bir akışa sahip metinlerde bu tür uygulamalar bence son derece yerinde. Mühim olan anlam bütünlüğü. Bu bütünlük Kurnaz Aşıklar'da fazlasıyla var. 

Fraquar, Kurnaz Aşıklar'da, dönemin yasalarına eleştiriler bir tavırla yaklaşmış. Bu yasalardan bir tanesi miras yasası. Bu yasaya göre servetin bölünmemesi adına, hemen hemen servetin tamamı en büyük oğula bırakılıyor. Metindeki Aimwell ve Archer ise sonra doğan iki erkek kardeş. Parasız oluşlarının bir nedeni de bu. Dönemin bir başka yasası ise boşanma ile ilgili. Yasaya göre kadınların, geçimsizliği sebep göstererek boşanmaları yasak. Bayan Sullen'ın, aldatmaca oyunu da boşanabilmek için oluşturduğu bir formül. Fraquare'ın, karakterlerine vermiş olduğu isimler de, kişiliklerini yansıtan türde. Aimwell 'iyi nişancı', Archer 'okçu' demek. Bu iki karakterin, Dorinda ile Sullen'ı avlamaya çalıştıklarını düşünürsek, açıklamada doğruluk payı var demektir. Ayrıca Bountiful 'eli açık' anlamında. Karakter de bu özellikte.

İlham Yazar, Leydi Bountiful'lu çoğu sahneye, oyun içerisinde yer vermemiş fakat metinde sadece ikinci perdede görünen karakteri, en başından ete kemiğe büründürerek, temsil boyunca varlığını hissettirmiş. Leydi Bountiful'un oyun için önemli bir karakter olduğu düşüncesindeyim. Bu düşüncem, Kurnaz Aşıklar'ın, doğanın üzerinde hiçbir gücün olmadığı ve diğer bütün güçlerin anlamsız olduğu görüşüne dayanan bir metin oluşundan kaynaklı. Leydi Bountiful ise, doğadan topladıkları ile çeşitli karışımlar hazırlayan ve bu karışımlar neticesinde olayların gidişatına yön veren bir karakter. Rejisör, karakterin rolünü azaltsa da, 'gök gürültüsü' efektiyle bu mesajı vermekte başarılı. Gök gürültüsü, oyun kişilerinin kendi güçlerini egemen kıldığı anda ortaya çıkan, doğanın hatırlatıcı gücü konumunda. Efektin verildiği esnalar, bu durumu destekleyen düzeyde. Gök gürültüsü metinde yok ama sahnede altı dolu ve bir amaca dayalı. Finaldeki yağmur da, sonucun bir özeti. Leydi Bountiful'a benzer bir durum, Haydut Gibbet'in ortakları Hounslow ve Bagshot için de geçerli. Metnin ilk perdesinde görevi olmayan bu iki karakter, İlham Yazar'ın rejisinde, oyun boyunca aktif. Üstelik yanlarına bir arkadaş daha katarak!

Kurnaz Aşıklar kısaca, servetlerini yiyip bitiren ve hayatlarını haydutlukla kazanan iki kardeşin, yine bu emel doğrultusunda zengin bir kasabaya kapak atmalarını konu edinen, plana ve zamanlamaya dayalı bir metin. Benim gördüğüm, sadece metnin değil rejinin de bir plan doğrultusunda hareket ettiği. Koreografi ve oyunculuk biçimi oyuna oldukça uygun. Sahnede her zamanki kaosun aksine bir düzen mevcut. Bu da oyunun daha iyi izlenmesine katkı sunan bir diğer faktör. 'Jenerik' tarzı açılış (reji, dekor, kostüm ve müziğin yaratıcılarının bir müzik eşliğinde görsel olarak sunulması) oyundaki 'planda' bizimde tuzumuz var mantığını devreye sokucu. Dekor değişimi sık olmakla birlikte yukarıda bahsettiğim üç haydut yardımcısı tarafından tempolu bir halde kotarılmakta. Sadece kararma yapmak yerine dekorun yağmalıyormuşcasına haydutlar tarafından değiştirilmesi / saklanması / çalınması, metnin ruhu ve atmosferi için iyi bir fikir. Bu üç oyun kişisini kurnazlıktan uzak tutup, onlara aptalı oynatmak ise hem oyundaki zıtlıkları hem de komedi unsurunu pekiştiren bir olgu. 'Çingene' karakterine, İngilizce karşılığı olan 'Gipsy' adının verilmesi, kafa karışıklığını giderici bir etken. Ayrıca Sir Charles Freeman'ı -metindeki gibi- finalden önce görmek sürprizi kaçırabilirdi. Rejisörün istemiyle çıktığı nokta, kurgusal çözüm için net. Lakin birinci perde finalinin yerini sevmedim. Daha iyi bir 'ara' verilebilir.   

Gülay Gür'ün çevirisini çok beğendim. Yazarın ağdalı havasının güçlü hissedilmemesini eminim seyirci de beğenmiştir. Tayfun Çebi'nin, giriş ve çıkışları algı bozukluğu yaratmadan ayarladığı, kapı komedyasına (fars geleneğine) destek olan, taşınması pratik ve teknik donanımı avantajlı, dönemin ambiyansını yaratabilen dekor tasarımı ustaca. Funda Çebi'nin kostüm tasarımı, karakterlerin kimliklerine artı değer sunması açısından özenli ve tıpkı dekor tasarımı gibi dönemin aynası. Bilhassa uşağın, zengin-fakir sentezi ve diğer uşak ile olan farkı takdire şayan. Kerem Çetinel'in ışık tasarımı planın gerçekleşeceği 'gece' modu için elverişli. Ali Erel'in müzikleri, oyunun eğlenceli yapısı için biçilmiş kaftan. Açılış müziğinin oyun hakkında çok şey söylediği, kapanışın ise oyundaki bir çok şeyi açıkladığı besteleri tekrar dinlemek isterim...

Kadro kalabalık. Mesut Turan ve Meltem Baytok'u sahnede izlemek büyük keyif. Tolga Tecer, Eda Aydınlı, Nejat Armutçu, İsmet Numanoğlu, Cevat Duman, Orhan Özyiğit, Cem Balcı, Buket Türkyılmaz, Duygu Üstünbaş, Melisa Su Taşkıran, Barbaros Efe Türkay, Mehmet Onur Kocabaş, Koray Alper, Adem Mülazim, Arslan Mazmanoğlu, Murat Kesim ve Murat Kurşun'dan oluşan ekibin uyumu, kör olanın bile gözüne çarpar. Emeği geçen herkesi kutlar, alkışlarının bol olmasını dilerim...


Notlar;
Oyun 2 saat 35 dakika / 2 perdedir.
Fotoğraflar bana aittir.

Kaynak
Oyun metni (Kurnaz Aşıklar)
Tiyatro Adamları Sözlüğü (George Farquhar)



Ege KÜÇÜKKİPER 


     

1 yorum:

  1. Yazar olacak çocuk yazısından belli olur yada...

    Ege'nin daha ilk yazılarını okur okumaz, "bu çocuk yazar olacak" demiştim ve yanılmadığım için son derecede hoşnudum. Yazar olmanın birçok koşulu var ama birincil koşul samimî olmaktır. Ege, samimî biri...

    Hilmi Bulunmaz

    YanıtlaSil