1977'de kaleme aldığı 'İkinci Bölüm' (Chapter Two) adlı oyunu ile sahne üzerinde beşinci kez buluştuğum 88 yaşındaki Neil Simon'ın aklıma girişi, Ankara Devlet Tiyatrosu yapımı 'Aklımdaki Kadınlar' (Jack's Woman) sayesinde oldu. Tiyatrokare'nin 'Aşka 103 Adım' (Barefoot in the Park) ve 'Müziksiz Evin Konukları' (Lost in Yorkers) prodüksiyonları ise yazarın aklımda kalmasını sağladı. İBBŞT'nın sahnelediği 'Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum' (I Ought to Be in Pictures) faciasından sonra yazar ile arama biraz mesafe koysam da, 'İkinci Bölüm'de bu limoni havayı dağıtmayı başardım(k). Bir nevi Neil Simon ile ikinci bölümümüzü yaşamaya başladık ve sanırım iyi bir başlangıç yaptık...
Müziksiz Evin Konukları için kaleme aldığım yazıda Neil Simon oyunlarının benzer yanları üzerinde durmuştum. Lakin bu duruş daha çok, yazarın yarattığı karakterlerin 'nevrotik' oluşları ile ilintili idi. Aynı şeyleri tekrar yazmamak adına, yazı sonunda kaynak vermeyi tercih ettim. İkinci Bölüm'ü izledikten sonra ise Neil Simon oyunları arasında başka benzerlikler de yakaladım. Bu nedenle öncelikle yakaladıklarımı pişirmek istiyorum...
Neil Simon seyir listeme tersten girmiş bir yazar. (Öyle olması elbette kurumların oyun seçimleri neticesinde) İzlediğim ilk oyunu 1992 imzalı. Sonraki 1963, diğeri 1991, öteki ise 1980'de yazılmış. Bu kronolojiyi vermemin sebebi, yazarın, iyimserlikten adım adım uzaklaştığını ortaya koymak. Beş oyunun genel akışına baktığımda 1991 ve 92 tarihli oyunları daha karamsar bir havanın etkisinde. Neil Simon 1992'de 65 yaşında imiş. 1963'te ise 36. Bu tabloya göre, aydınlıktan karanlığa geçiş, şüphesiz yazarın 'gördükleri' ile ilgili. Benim buradan çıkardığım sonuç, çizginin giderek eğildiği yönünde. Umarım şahsım ile yazar arasındaki yükselen çizgiyi, yazar da kendi içerisinde bulup, yapıtlarına yansıtır.
New York - Neil Simon Theatre (Gece) |
Neil Simon'ın hemen hemen her metni 4-5 karakter arasında geçen, iki perdeden oluşan, 'çift' unsurunu ön plana çıkaran, ilk perdeyi komedi türünde daha hafif tutup, hikayedeki dramı (meseleyi) ikinci perdeye saklayan ve nihayetinde mesaj veren bir yapıya sahip. İkinci Bölüm de bu özellikleri (benzerlikleri) bünyesinde barındıran bir oyun. Oyuna gitmeden evvel araştırma yaparken, oyunun 1991-92 sezonunda Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelendiğini ve Jennie Malone karakterini 'yine' Ayşen İnci'nin oynadığını, partnerinin ise Çetin Tekindor olduğunu öğrendim. Ayşen İnci o zaman 36 yaşında imiş. Metni baz aldığımda, role pek de uygun değil(miş)...
İkinci Bölüm, eşini kaybetmiş bir adam ile eşinden yeni boşanmış bir kadının ikinci bölümlerini / perdelerini nasıl inşa ettiklerini anlatan, üzerinde durduğu ikilinin yanına bir de evliliklerinden tatmin olamayan iki genci yerleştiren, bu gençlerin de zaman içerisinde, tıpkı diğerleri gibi 'çift' oluşunu gözler önüne seren bir metin. Aslında bir önceki paragrafta belirttiğim yaş mevzusu da metnin içeriği doğrultusunda. Neil Simon, farklı yaşlardan iki çiftin yaşamını konu alırken, çevreyi jenerasyon farkı ile süslemiş. Bu süslemeyi yaparken de yaşa bağlı olarak değişen istekleri, amaçları ve düşünceleri oyunun alt katmanına yerleştirerek, 'insan yapısı'nı sorgulamış. 91 yapımının oyuncu seçimi bir dezavantaj...
Aklımdaki Kadınlar, İkinci Bölüm'ün karakter odaklı en çok benzediği Neil Simon oyunu. Her iki baş karakterin de mesleği yazarlık. Her ikisi de 'aklındaki kadını' çıkaramayan oyun kişileri. Her ikisi de 'ölmüş' eşlerinin esaretinde yaşayan insanlar. Her ikisi de psikoloğa ihtiyaç duyan ve 'sevgi' kavramının etrafında dolaşan mutsuzlar. Neil Simon, bahsi geçen bu oyununda, yine sevgi temasını başat konumlandırarak, geçmiş ile gelecek arasında bir köprü kurmuş. (Aklımdaki Kadınlar'da yaptığı gibi) Bu köprünün ayaklarından biri olan geçmişten kurtulmanın, diğer ayak olan geleceği daha kuvvetlendireceğini salık vermiş. Elbette geçmişteki ayağı tamamen kesmeden...
Son söylediklerim, oyunun kurgusunu da açıklayıcı kılan türde. Metin ilk anından son anına kadar kurulu bir düzen içerisinde. Düzenin bir diğer mimarı ise oyunun rejisörü Hidayet Erdinç. Hidayet Erdinç ile ilk kez tanıştım. Oyundan çıkarken aklımda şu cümle vardı: 'Türk seyircisi Neil Simon'ı çok seviyor fakat bununla da bitmiyor, rejisörler de Neil Simon'ı iyi anlıyor.' Neil Simon benim için naif, sözünü kırıp dökmeden söyleyen, sıcak insan ilişkileri kuran, bu sıcaklığa seyirciyi de ortak eden, içimizdeki acıyı da neşeyi de çok iyi bilen, nerede durması gerektiğini sezen, dilini akıcı kullanan ve en önemlisi üretken bir yazar. Neil Simon metinleri bir sistem eleştirisi yapmamasına rağmen (çoğu) güncelliğini koruyacak kadar güçlü fakat bir o kadar da cam kaplı metinler. Rejisör Hidayet Erdinç, bu camı kırmadan, 'günümüzü' dozunda tutup (cep telefonu vs.), komediyi sulandırmayarak, metnin getirilerine uyumlu ve Neil Simon'ın çoğu kez zikrettiği 'resmin içinde olmak' sözünün altını dolduran bir sahneleyişe imza atmış. Bu arada Barbara Wood kitapları ve Chapter Two teksti ayrıntıları hoş...
Ethem Özbora'nın, 'beni orada birilerinin yaşadığına inandırdığı' dekor tasarımı çok iyi. İkiliye verilen alanların sınır çekilmeden, birbirinden renk, desen ve nesneler ile ayrılması, köprünün öbür tarafına geçişte engel oluşturmamış. Klasik ile modern harmanlanarak, dün ve bugün birbirine bağlanmış. Karakterlerin kişisel özelliklerine göre düzenlenen (kadının titiz, erkeğin pejmürde oluşu) dağınık ve toplu ortamlar, oyun başlamadan seyirciye bilgi sunmuş. Nalan Alaylı'nın kostüm tasarımı da bu söylediğimi haklı çıkarmış. Ayrıca zaman geçişi bol olan metne, bol miktarda kostüm tasarlayarak, zaman kavramına görsel açıdan destek vermiş. Seçilen renkler de karakterlerin ruhani yapısına uyum sağlamış. Önder Arık, ışık tasarımında pek de bir şey yapmamış. Sahne geçişleri için karartma ve aydınlatmayı bir tasarım olarak nitelemem zor ama dekordan yardım alarak doğal ışık kullanması güzel. Finaldeki ışığın da özel olduğunu söyleyebilirim. Künyede koreografa rastlamadım. Bu nedenle aktaracaklarım yine yönetmen için olacak. Komedi bir ritm işidir. Koreografide bu ritmi bulabildim. Göz yormaması, artısı...
Yurt dışı sahnelenişinden bir dekor tasarımı. Bence bizim dekor, bu dekoru yakalamış... |
Öneri: Her iki telefonunda aynı sehpa üzerinde yan yana durmasını isterdim. İkilinin yaşamlarını ve yaşam alanlarını bağlayan yegane unsur telefon...
Şahin Çelik ve Ayşen İnci... Devlet Tiyatroları'nın iki şahane oyuncusu. Açıkçası Şahin Bey'in böyle bir komedi kılıfının olduğunu bilmezdim. Ses tonu ve vurgulamalarına diyecek bir şey yok. Ayşen İnci, oyunda daha çok mimik yollu bir oyunculuk sergileyen, Jennie Malone olarak hafızama kazınan, aynı göz doktoruna gittiğimiz benim her zaman 'şeker' diye adlandırdığım oyuncu... Veda Yurtsever İpek ve Lebib Gökhan ise sahnelerini doldurabilen ve uyumu yakalayan iki iyi oyuncu...
Ekip güzel, metin iyi, seyirci coşkulu. Bu oyunu herkes görmeli. Emeği geçenleri kutlar, alkışlarının bol olmasını dilerim. (Galiba ilk kez bir dileğim kabul oldu) İkinci Bölüm, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda izlediğim ender iyi oyunlardan. Keyifli vakit geçirmek isteyenlere tavsiye ederim...
Notlar;
Oyun 2 perde / 2 saat 15 dakikadır.
Alttaki fotoğraflar bana aittir.
Kaynak;
DT Arşivi (İkinci Bölüm)
Vikipedia (Neil Simon)
Yazdığım Diğer Neil Simon Oyunları
Aklımdaki Kadınlar:
http://egekucukkiper.blogspot.com.tr/2013/10/dusuncelerimizin-vazgecilmezleri.html
Aşka 103 Adım:
http://egekucukkiper.blogspot.com.tr/2013/09/mutluluga-ulasmann-yolu-aska-103-adm.html
Müziksiz Evin Konukları:
http://egekucukkiper.blogspot.com.tr/2013/12/neil-simondan-pulitzer-odullu-bir.html
Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum:
http://egekucukkiper.blogspot.com.tr/2014/04/4-yl-beklettigim-oyun-ben-sinema.html
Sevgili Doktor (Oyunlaştıran):
http://egekucukkiper.blogspot.com.tr/2012/12/cehovdan-sekiz-oyku-sevgili-doktor.html
Ege KÜÇÜKKİPER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder