1 Aralık 2015 Salı

Haldun Taner 100 Yaşında (2) : 'Dün Bugün' (Tiyatro2000)


Semiha Berksoy Opera Vakfı - Tiyatro 2000 (Zeliha Berksoy) tarafından, Haldun Taner'in 100. Doğum yılı nedeniyle sahneye konan 'Dün Bugün'ü yazmak için, Pera Müzesi'nde gerçekleştirilen Haldun Taner sempozyumunun bitmesini bekledim. İki güne yayılan sempozyumun, her iki günü de oradaydım. İlk günün konuşmacıları arasında Zeliha Berksoy da vardı. Biraz da onun için bekledim... 

Üzerine iki yazı de yazdım. 
1. Gün: http://egekucukkipergunluk.blogspot.com.tr/2015/11/2-uluslararas-disiplinleraras-tiyatro.html?spref=fb 
2. Gün: http://egekucukkipergunluk.blogspot.com.tr/2015/11/2-uluslararas-disiplinleraras-tiyatro_29.html?spref=fb 



Dün Bugün adı bana yabancı gelmedi. İlk kez 1967'de izleyicisi ile buluşan Devekuşu Kabare'nin, oynadığı 6 oyundan (Yasaklar - Aşk Olsun - Deliler - Reklamlar - Beyoğlu Beyoğlu) biri de Dün Bugün idi. Tiyatro 2000'in projesi, ismi ile hem Haldun Taner'in ironisine hem de geçmişe bir selam niteliğinde. Devekuşu Kabare'yi yaşım dolayısıyla canlı canlı izleyemedim ama teknolojik gelişmeler seyretmemi mümkün kıldı. İşte Dün Bugün, içimde kalan kabare özlemini, içimde kaldığı biçimiyle seyretmeme vesile oldu. Devlet Tiyatroları bu yıl İstanbul ve Ankara'da Haldun Taner'in anısına iki oyun (Sersem Kocanın Kurnaz Karısı ve Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım) yaptı. Birini izledim fena değildi. Özel tiyatrolar buna pek cesaret edemedi. Cesareti için Zeliha Berksoy'u kutluyor ve kendisine teşekkür ediyorum...

Dün Bugün, Haldun Taner'in dört oyunundan (Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Keşanlı Ali Destanı, Vatan Kurtaran Şaban, Günün Adamı) çeşitli episodların birleşimiyle meydana gelen bir kolaj çalışması. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki yukarıda adı geçen dört oyundan seçilen bölümler ve bu bölümlerin sıralanışı yani oyunun kurgusu, metinsel açıdan bir bütünlük yaratmış. (Bilhassa miting konuşmasının, muhtarlık seçimine bağlanması)  Bu bütünlük de seyri kolaylaştırıp, seyircinin oyundan kopmamasını sağlamış. Rejisör, her bölümü kendi içerisinde tartışıp, bir çözüm yolu ararken, aradığını oyunun geneline yayarak, aynı zamanda ortaya büyük resmi çıkarmış. Buradan hareketle, ben hem küçük resimlere (bölümlere) hem de resmin büyüğüne (oyuna) bakarak, izlenimlerimi aktaracağım...

Oyunun Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım'ın 'okul' sahnesi ile başlaması tarihsel (kronolojik) ve 'dünün' anlatımı açısından son derece uygun. Erkeklerin ayrı, kızların ayrı yerde eğitim görmeleri, 'bugünün' kızlı - erkekli meselesine parmak basmış. Oyunun orta oyunu biçiminde sahnelenmesi, Haldun Taner'in epik tiyatro anlayışındaki 'oyunsuluğa' katkı sunmakla birlikte, yabancılaştırma öğesinin kullanılmasına, anlatıcının işlevine ve dekor-kostüm değişiminin kolaylaşmasına olanak tanımış. Oyunsuluk ise oyuncuların dahil olacakları sahneyi izlemeleri şeklinde gerçekleştirilmiş. Bir nevi onlar da seyirci konumuna yerleştirilip, oyuna sokulmuş. ('Etkin olmak', gidişatı değiştirebilmek)

Haldun Taner'in oyunlarındaki orta oyunsuluk, ekseriyetle karakterler aracılığı ile kendini gösteren bir olgu. Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım'daki Vicdani ile Efruz'un, Kavuklu ile Pişekar, Vatan Kurtaran Şaban'daki Şaban ile Mustafa'nın (ve Sahaf'ın) Hacivat ile Karagöz, anlatıcının ise Meddah kisvesine bürünmeleri ve var olmayan bir nesneyi/kişiyi var(mış) gibi canlandırma, söylediklerime bir emsal. Bir başka emsal ise erkeklerin kadın, kadınların erkek rollerini oynaması. Rejisör, orta oyununda baş gösteren bu unsuru da oyuna yedirerek, 'değişikliği' seyirciye yadırgatmamış. Dün Bugün adlı yapımda, bu emsallerin karşılıklarını, yadırgamadan bulabildim...    

Zeliha Berksoy, dört oyunu bitirdikten sonra Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım ve Keşanlı Ali Destanı'na tekrar dönüş yaparak, oyunun başı ile sonunu olay örgüsü ve karakter bazında eş kılmış. Açılış ile kapanış oyununu, aynı oyundan seçtiği farklı bölümlerle (seçilen bölümler de o oyunun ilk ve son sahneleri) ortak bir zemine oturtmaya çalışmış. Benim gördüğüm oyunun 'Vicdani' temelli olduğu ve bu yolla vicdani üzerinden bir sorgulama yapıldığı. Rejisör, dünden bugüne Efruzlar mı çoğaldı yoksa vicdaniler mi, bu çoğalmanın sebepleri neler, çoğalmanın etkileri hangi yönde, bu çoğalmayı durdurmak için neler yapmalıyız? gibi sorulara yanıt aramış (sanki) 

Kabare, hem eğlendirici hem de düşündürücü yapıda bir tür. Dün Bugün'de her ikisi de var. Hatta düşündürücü özellik 'düşünen adam' metaforu ile görselleşmiş vaziyette. Keşanlı Ali Destanın'daki Sipsi'nin kulak metaforu 'duydum - gördüm - anlattım' üçgenindeki 'duydum'a bir mesaj. Sakın plak olmayın iletisi, 'anlattım'a, oyunun geneli ise 'gördüm'e bir örnek. Oyunun 'bugün' temasını en çok hissettirdiği bölüm Vatan Kurtaran Şaban'ın teftiş anları. Rejisör Zeliha Berksoy, dramaturjik çalışması ile Haldun Bey'in oyunlarını iyi teftiş etmiş. Lakin süreyi çok uzun tutmuş. Son 4-5 bölümün (Zilha'nın zerafet dersi, Zilha ile Ali'nin ay ışığında konuşması, Zilha ile Şamama, Balo, Nilüfer'in intihar konuşması) oyunun anlatımına pek destek olmadığı kanaatindeyim. Çıkarılması bir kayıp değil...

Oyun kabare olduğu için sıralamada bir değişiklik yapıp, müziklere değinmek istiyorum. Her şarkının, kendisinden evvel oynanan bölümü anlattığı müzikler, yıllardır izlediğimiz Haldun Taner oyunlarından aşina olduğumuz 'dünkü' haliyle mevcut. Elbette aşina olmadıklarımız da var. Onlar da 'bugünün' şarkıları. Fakat oyun süresinin uzunluğuna neden olan da şarkılar. Benim önerim, şarkıların iki defa dönmemesi. (Müzikler: Yalçın Tura, Cem İdiz, İlteriş Sun) Orkestra (Malik Halce) başarılı ve dinamik.  

Emrah Kürekçi'nin dekor tasarımı, oyunun biçimine uygun olarak az ve öz. Değişim için pratik. Tiyatro 2000'in kostüm tasarımları ise karakterlerin ruhsal ve fiziksel özelliklerine göre iyi. Her iki tasarım da (dekor - kostüm) dün ile bugünün anlatısına hizmetçi. Zeliha Berksoy'un, şapka simgesi ile Haldun Taner'i sahneye taşıması harikulade. Yakup Çartık'ın ışık tasarımı bölüm başlangıç ve bitişlerine haberci. Daha özenli olabilirdi.

Erdem Akakçe'yi sahnede ilk kez izledim ve çok beğendim. Zıt karakterleri bünyesinde harmanlayabilen bir oyuncu. Alayça Öztürk için de aynı şeyleri söyleyebilirim. Onu dinlemek ve izlemek benim için keyif. Bu arada bundan sonra Selin Zafertepe'nin en sıkı takipçisi ben olacağım! Utku Çorbacı, İpek Gülbir, Can Yılmaz ve Uğur Arda Başkan da rollerinin hakkını veren diğer isimler. Kabare oyunculuğu abartıya yer vermesi ve temposunu yüksek tutmasıyla başarıya ulaşabilir. Dün Bugün, uyumlu bir ekip, hızlı bir oyun. Emeği geçen herkesi kutlar, alkışlarının bol olmasını dilerim...

Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim...


Notlar;
Oyun 2 saat 45 dakika / 2 perdedir.
Fotoğraflar bana aittir.

Kaynaklar
Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım
Keşanlı Ali Destanı
Vatan Kurtaran Şaban
Günün Adamı




Ege KÜÇÜKKİPER


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder