14 Mayıs 2014 Çarşamba

Ege’nin Şarkısı - Bir Anımın Hikayesi: “Kuğunun Şarkısı - Bir Evlenme Teklifi” (Ankara DT)




KUĞUNUN ŞARKISI (BİR EVLENME TEKLİFİ)

Çehov’un “Tek Perdelik 9 Oyun”u elimde duruyor. Bu dokuz kısa oyundan bizi ilgilendirenler, üçüncü (Kuğunun Şarkısı-1887) ve beşinci (Bir Evlenme Teklifi-1888) sıradakiler. Oyuna geçmeden evvel sizlere, 10 sene öncesine ait bir anımı anlatmak istiyorum. O zamanlar Atatürk Kültür Merkezi açıktı ve İstanbul Devlet Tiyatrosu’na tahsis edilmiş durumdaydı. İşte o canım sahnede, Çehov’un yazdığı, Işıl Kasapoğlu’nun yönettiği, Semih Sergen, Zafer Algöz ve Zeynep Erkekli’nin başrolleri paylaştığı, “Çok Yaşa Komedi” adlı bir oyun sahneleniyordu. O tarihte yaşım 12 idi. Bilet işleriyle ben meşgul olmuyordum. “Talihli” olarak anneannemi seçmiştim. Benim talih anlaşıyım biraz farklıydı. Anneannem de riski ve adrenalini seviyor olacaktı ki biletsiz olduğumuzu sahnenin kapısına geldiğimizde bana söylemişti…

Gişeye sorduğumuzda, “hiç yer yok” yanıtını almıştık. (Nedense ben hiç şaşırmamıştım) Anneannem ile birlikte bir ümit, işi çıkanlardan dolayı boş koltuk kalmasını beklerken, arkamızdan bir kadının: “işimiz çıktı, gitmek zorundayız elimde 2 adet bilet var. İsteyen?” demesiyle imdadımıza yetişmesi, yerin balkonda oluşuna rağmen yüzümüzü güldürmüştü. İlk kez o zaman bir oyunu balkondan seyretmiştim. (Her yerden oyun izlemişliğim vardır) Oyunun dekoru ve kostümleri dün gibi aklımda. Fakat repliklerden sadece birini hatırlıyorum. O da “öküz çayırı bizimdir” repliği. Bu hatırlayış, muhtemelen repliğin sürekli söylenmesinden ileri geliyor. Çok Yaşa Komedi’yi ya da şimdi eleştirisini yapacağım Ankara Devlet Tiyatrosu yapımı Kuğunun Şarkısı-Bir Evlenme Teklifi adlı oyunu izleyenlerin de yıllar sonra bu repliği hatırlayacaklarından eminim…

Bu anımı anlatmamın sebebi, Çok Yaşa Komedi’de izlediğim ufak bir kesiti, Kuğunun Şarkısı’nda bulmam ve geçmişe gitmemdi. Zaten oyun da geçmişle bugün arasında bir bağ kuruyordu. Yapıt, iki kısa oyunun birleşiminden doğduğu için, adı “Kuğunun Şarkısı-Bir Evlenme Teklifi” olarak geçiyor. Ben de bu oluşumdan ilham alarak, yazımı iki kısa konu üzerine şekillendirdim. Bunlardan bir tanesi, az önce bahsettiğim anım. Diğeri ise, oyunun eleştirisi. Bu nedele yazımın başlığını, tıpkı oyunun adı gibi ikili kurgulayarak “Ege’nin Şarkısı-Bir Anımın Hikayesi” koymayı uygun gördüm. Tam 10 yıldır anneannemle ne zaman tiyatrodan sohbet açsak, bu anımızı bıkmadan tekrar tekrar anlatır, dururuz. O bana hep şöyle der: “O zaman oyundan çok sıkılmıştın. Yaşın da küçüktü. Belki şimdi izlesen sıkılmazsın”. Anneanneme verdiğim cevap, eleştirimde saklı. Meraklılar buyursun…    
    
Klasikleşmiş yazarların, klasikleşmiş oyunlarında, metin değerlendirmesi ve yazar tanıtımı yapmadığımı anımsatarak yazıma başlıyorum. Kuğunun Şarkısı, 68 yaşında ihtiyar bir aktör olan Svetlovidov’un, gençliğine, sanatına, mesleğine ve kişiliğine duyduğu özlemi dile getirirken, Bir Evlenme Teklifi, toprak ağası İvan Vasilyeviç’in, bir başka toprak sahibi Çubukof’un kızı Natalya’ya evlenme teklif etme sürecini anlatıyor. Bu iki ayrı oyunun birleşimindeki temel nokta ise, Bir Evlenme Teklifi’ndeki İvan Vasilyeviç’in, Kuğunun Şarkısı’ndaki ihtiyar Svetlovidov’un gençliği olması. Hadi iyisiniz işin içinde aşkta var…  

Öncelikle, iki oyunun birleşme anının ustaca kotarıldığını, bir devam niteliği kazandırıldığını ve anlam bütünlüğünün yakalandığını açıkça ifade etmeliyim. Şüphesiz bu saydıklarımda en büyük pay, oyunun rejisörü Aclan Büyüktürkoğlu’nun. Usta yazar Anton Çehov, her iki oyunu için de birer alt başlık koyarak, bazı ipuçları vermiş. Kuğunun Şarkısı’na, “Bir Dram Çalışması”, Bir Evlenme Teklifi’ne de “Bir Perdelik Şaka” tanımlamasında bulunarak, rejisöre bazı kolaylıklar sağlamış. Şimdi bu açıklamaları düşünerek oyuna bir göz atalım…

Dediğim gibi oyun geçmişle bugün arasında bir yerde duruyor. Bunu, rejisörün rüya sahnesini aktarma biçimindeki tercihine (eskiyi gösteren görüntülerin yansıtılması) ve maske - cübbe kombini ile tamamlanan “azrail” (Svetlevidov’un hayatta olmayan sevdikleri, tanıdıkları, canlandırdıkları) metaforuna  dayanarak söylüyorum. Kuğunun Şarkısı’nda baştan sona “bir dram çalışması”nın izlerini görmekle birlikte Çehov karakterlerinin ruhi yapısını ve düşünce tarzlarını ayrıntılı olarak hissettim. Lakin Bir Evlenme Teklifi’nde, “bir perdelik şaka”yı algılayamadım. İki oyun arasındaki geçişlerde kopukluk olmamasına rağmen birinci oyunun, çerçevesinden biraz taştığı, ikinci oyunun da “şaka”yı bırakıp tamamen “geçmiş”e yöneldiği kanaatindeyim. Yine de çok mühim değil…

Sertel Çetiner’in dekor tasarımı ile Özge Akarsu’nun kostüm tasarımı yazarın belirleyici cümleleriyle örtüşmese de, metinle doğru orantılı gitmiş. Soyunma odasının eski püskülüğü, karakterin yaşlılığına destek çıkarken, zulaların varlığı, karakterin uzun zamandır orada yaşadığının haberini vermiş. Ağır bir atmosfer oluşturularak, klasik Çehov havası yaratılmış. Her biri başka anlamlar ileten masklar ise dekora ayrı bir ruh katmış. (Mask: İlhan Ateş) Soytarı kostümü, “kurt kocayınca köpeklerin maskarası olurmuş” cümlesini akıllara getirip, düşmüşlüğü betimlerken, yaşlılıktan gençliğe dönüşün belirlenmesinde anlam kazanmış.

Işık tasarımı Çetin Atay imzalı. Metnin genelinde zaman gece olarak yazılmış. Işığın genelinde de bu tabire uyulmuş. Aktör kimliğini çağrıştıracak, “star ışığı” da unutulmamış. Müzikler, daha çok özel sahnelerde (rüya, azrail, final vb.) karşımıza çıkarak, duyguyu yoğun yaşatmış. Duygu daha çok “olay” öykülerinde ağır basar. “Durum” öyküsünde düşünce başat konumdadır. Çehov da bir durum öyküsü yazarıdır. (Besteci: Kemal Günüç) Yankı ve şimşek efektleri ise çok başarılı…

Ufak bir not olarak şunu da düşmek isterim, oyun Shakespeare’in sık sık adının geçmesinin ve ölümsüz eserlerinden bazı bölümlerin canlandırılmasının haricinde, olay örgüsü bağlamında da Shakespeare esintileri taşıyor. Bkz: Kılık değiştirmeler. Ahmet Erkut, Şekip Taşpınar ve Dilek Bozkurt’tan oluşan kadroyu, oyunculukları ve emekleri dolayısıyla tebrik ediyor, alkışlarının bol olmasını diliyorum…


Not: Oyun 1 saat 10 dakika / Tek perdedir.

Ayrıtılı bilgi için: www.devtiyatro.gov.tr



EGE KÜÇÜKKİPER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder