5 Şubat 2016 Cuma

Samimi Bir Oyun : 'Marko Paşa Müzikali' (Uygur Tiyatrosu)


Yaşım itibariyle büyük usta Nejat Uygur'a yetişemedim. Lakin her ne kadar tiyatronun zevkini vermese de televizyon ve internet sayesinde hemen hemen her oyununu izledim. Geçen gün önüme Nejat Uygur'un oyunları ile ilgili bir liste geldi, paylaştım. Listede ustanın 12 oyunu yer alıyordu. Bana eksik geldi. Dayanamayıp bu yazı ile hem oyunlarını tamamlamak hem de biraz Marko Paşa'dan bahsetmek istedim.  

Anneannem 50 yılı aşkın bir süredir Samanyolu Sokakta (Osmanbey) oturuyor. Annem desen bu yıl 50 yaşında. Ben ise 24 yıldır Samanyolu Sokaktan, bir zamanlar Ümit Tiyatrosu'nun olduğu yerin önünden geçiyorum. Üç jenerasyon, birlikte ne zaman tiyatro konuşsak mutlaka Nejat Uygur'u anarız. Bu anışın bir başka sebebi de, rahmetli dedem Saim Arpacıoğlu'nun, Nejat Uygur'un ortaokul arkadaşı oluşu. Benim dedem Büyükdereli / Sarıyerli. Nejat Uygur ile orada da hep karşılaşırlarmış. Kısacası bütün aile tanımış da ben mahrum kalmışım. Süheyl ve Behzat Uygur da olmasa...

Nejat Uygur'un Cibali Karakolu, Hastane mi Kestane mi?, Sizinki Can da Bizimki Patlıcan mı?, Alo Orası Tımarhane mi?, Hanedan, Demirel'e Söylerim, Param Yok Memet, Şeyini Şey Ettimin Şeyi, Son Umudum Milli Piyango, Miğferine Çiçek Eken Asker, Minti Minti, Aman Özal Duymasın, Kaynanatör, Benim Annem Evden Neden Kaçtı? ve Zamsalak oyunlarını seyretmeyenler büyük bir kaybın içerisindeler. Benim gibi Marko Paşa'yı rahmetliden izleyemeyenler ise, teselliyi Süheyl, Behzat ve Nejla Uygur'da bulabilirler. 

Her zaman uzun uzadıya eleştiri yazarım ama bu sefer kısa tutacağım. Marko Paşa Müzikali son derece TEMİZ bir oyun. Beğenmeyen biri sanırım yoktur. Tiyatromuzun durumu facia. İyi bir oyun izlemek isteyenler ve seçici olanlar, seçimini Marko Paşa Müzikali'nden yana kullanabilirler. Uğur Babürhan oynamış, yönetmiş, dekor tasarımını yapmış ve şarkı sözlerini yazmış. Ben genelde 'yaz-yönet-oyna' üçlüsünü tek kişide görünce, oyuna korkarak giderim. Uğur Babürhan korkumu yenmemi sağladı.  

Marko Paşa'da, Nejat Uygur ruhunu hissedebildim. Bu hissi, sözleri yanlış anlama, anlamazdan gelme, yanlış söyleme, yanlışı kabul ettirme, yabancılaştırma, 'gün'e dokunma gibi Nejat Uygur'un da Geleneksel Türk Tiyatrosu motiflerini kendince yorumlamasına dayandırıyorum. Babalarının izinden giden bu tiyatro, bir mirasın yaşaması için önemli. Afişte en büyük punto ile yazan isim Nejat Uygur. Bu bile mirasa sahip çıkıldığının bir göstergesi. Aslında bu mirası yaşatmak bütün tiyatro izleyicilerinin elinde. Ben, oyunu Nejat Uygur'un doğum günü olan 9 Ağustos'ta Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda da izlemiştim. Bu sefer Şişli Kent Kültür Merkezi'nde, oturduğum evin çok yakınına açılan Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi'ne katkı amaçlı, '1 kitap = 1 bilet' uygulamasına destek için oynadılar. Kutluyorum! 

Sadık Kızılağaç'ın kostüm tasarımları çok başarılı. Serpil Günseli besteleri ile oyunun 'müzikal' statüsünün hakkını veriyor. Şarkılar hala dilimde. Babasının rolünü oynayan Süheyl Uygur, ağır bir yükün altından kalkmış. Behzat Uygur enerjisi ile beni utandırdı. Gençlerin Nejla Uygur'u sahnede görmesi büyük şans. Uğur Babürhan, Şahnaz Çakıralp, Leyla Yüngül, Ömer Yılmaz, Burcu Afçin ve Kahraman Sivri'nin uyumları samimiyeti arttırıcı. Emeği geçen herkesi kutlar, alkışlarının bol olmasını dilerim...

Nejat Uygur'un anısına, saygıyla...


Notlar;

Oyun 2 saat 30 dakika / 2 perdedir.
Fotoğraf bana aittir.       




Ege KÜÇÜKKİPER


2 yorum:

  1. Yazınızı çok beğendim. Sizinle tamamen aynı duyguları paylaşıyorum..

    YanıtlaSil