7 Haziran 2015 Pazar

Farklı Bir Oyun: 'Romeo ve Juliet' (BBT)


'Romeo ve Juliet', İtalyan Natleo Bandello'nun öyküsünden, İngiliz şair Arthur Broke'un 1562'de uyarladığı ve Shakespeare'in kalemiyle en güzel şeklini bulmuş trajedi türünde bir oyun. Opera ve bale formları da mevcut. Çok kez beyazperdeye aktarılmış ve Shakespeare'in en çok sahnelenen eserlerinden biri olma ünvanını kazanmış bir yapıt. Romeo ve Juliet'i sahne üzerinde ilk kez Bakırköy Belediye Tiyatroları prodüksiyonu olarak, Mehmet Birkiye rejisi ile izledim. Shakespeare üzerine söylenecek çok şey var fakat bu versiyon için böyle bir anlatımı gerekli bulmadım. 

Romeo ve Juliet, iki düşman ailenin birbirini seven çocuklarının ölümle sonuçlanan trajik aşklarını konu edinen, Shakespeare'in gençlik yıllarında yazmış olduğu bir metin. Klasik eserleri derinlemesine incelemeyi seven biri değilim. Fakat bu eserin bana ilginç gelen etkilerini söylemeden geçemem. Romeo ve Juliet, gerek metindeki konuları gerek karakterlerin yapılarıyla, başka başka yazarların, başka başka oyunlarına ilham kaynaklığı etmiş bir oyun. İlginç olan tarafı, bu eserden etkilenen her yazarın, biçim olarak 'komedi'yi tercih edişi. Ephraim Kishon'un 'Tarla Kuşuydu Juliet'i, ile Ann- Marie McDonald'ın 'İyi Geceler Desdemona Günaydın Jüliet' adlı oyunu bu tanımlamama birer örnek. 

Tam da buradan hareketle Mehmet Birkiye'nin rejisine değinmek istiyorum. Oyunu, bir trajedi havasından ziyade bir 'romantik komedi' atmosferinde soludum. Shakespeare'in trajedileri, 'intikam trajedesi' ve 'romantik trajedi' olarak ikiye ayrılır. Romeo ve Juliet bu ayrımdan ikincisine mensuptur. Fakat eserin bazı karakterleri (bilhassa Dadı) renkli kişilik ve tavırlarıyla oyunun komedi yönünü ortaya çıkarır. Mehmet Birkiye'nin rejisinde bu yönün daha ağır bastığını rahatlıkla dile getirebilirim. Şimdi bunlara bir bakalım...

Rejisör, kadroyu sekiz kişiyle sınırlayıp, metnin kilit noktalarını ele almış. Commedia dell-Arte geleneğinden yararlanarak, eserin sadece serim-düğüm-çözüm kısımları üzerine bir kurgu yaratmış. Diğer karakterleri de, Commedia dell-Arte'nin bir başka öğesi olan 'kılık değiştirme' yardımıyla oyuna dahil etmiş. Rejinin kılık değiştirme motifi oyunu komedi eksenine kaydırmış. Çünkü kılık değiştirme, Shakespeare'in yalnız komedi türündeki eserlerine has bir özelliktir. ('Kral Lear'deki Kent karakteri de kılık değiştirir fakat amacı sadece tanınmamaktır, olayların gidişatında bir etkisi yoktur) Bu özelliğin, bilinçli olarak yapıldığını ve sahnelenişteki komedi ağırlığını perçinlediğini düşünürken, amaçsız bir algı bozukluğuna yol açtığı kanısında ısrar ediyorum. 

Shakespeare'in tüm eserleri ve yarattığı ana karakterleri evrenseldir. Romeo ve Juliet'te bu duruma verilecek iyi emsallerden biri. Mehmet Birkiye, bir nevi 'aşkın evrenselliği'ni odak noktası haline getirerek, Romeo'yu yaşlı bir oyuncuya oynatmış. Bu seçim, yaşlı bir erkeğin genç bir kıza, genç bir kızın da yaşlı bir erkeğe aşık olabilme ihtimalini betimlerken, 'aşkın yaşı yoktur' mantığını devreye sokmuş. Mantık doğru fakat uygulanış biçimi yanlış. Son yazdığım cümle aslında reji ile ilgili genel görüşümü anlatır nitelikte. Rejinin elbette kötü niyetli olduğunu sanmıyorum ama olaya bir de "büyük adamın küçük kızla olan birlikteliği ne gibi sonuçlar doğurur?" sorusunu sormakta fayda olabileceğini ifade ediyorum.   

Romeo'nun yaşça büyük oluşu, Birkiye'nin rejisinde başka anlamlar da taşımış. Bunu rejinin 'tabelasından' yorumladım. Tabelada 'SİNCE 1660' yazıyordu. Yani 1660'tan beri. Konunun eskimeyişinin yanı sıra, aşkın hiçbir zaman bitmeyeceğini, çeşitli karakterlerde ve yaşlarda insanların, ister birbirleriyle uyumu ya da uyumsuzluğunu ister soylu ya da soysuzluğunu anlatan bu ibare, bana göre oyunun 'güncel' kısmını ortaya çıkarmış. Rejinin temelde bu açıklama üzerine kurulduğu kanaatindeyim. Dokunuşu sevdim lakin verilen tarih olayın 'ebedi' yönüne dikkat çekerken, (bana göre) 'ezeli' kısmını unutmuş. Güncelleştirmenin ise oyunun diğer öğelerine yansıdığı konusunda şüphelerim var. 

Rejisör, 'koro'ları çok seviyor. 'Sessizlik' (İDT) adlı oyunda da sessiz bir koro vardı ama işlevi net değildi. Romeo ve Juliet içinde aynı şeyi belirtebilirim. Müzik (Tolga Çebi) metindeki genel 'romantizm' ve 'çatışma'lara pek uygun. Fon müziklerinin haricinde kalan sözlü müziklerin, bazen bir koro bazen de bir solist tarafından seslendirilmelerinin oyuna artı bir değer kattığını düşünmüyorum. Aşkın 'renkli' ve 'eğlenceli' tarafını seyirciye geçirmedeki etkisi ise tartışılır.

İlk kez bir Mehmet Birkiye rejisini son derece tutarsız ve oyunun katmanlarını ortaya çıkarmaktan yoksun buldum. Karakterlerin, sahne önüne gelip seyirciyle diyalog halinde oluşlarını, az sonra olacak olayları ve o an içerisinde bulundukları açmazları, seyirciye anlatmalarını, 'demode' bir reji anlayışının kalıntıları olarak algıladım. Burada kabahat koreograf Alparslan Karaduman'ın. Shakespeare'in 'tek boyutlu' kadın karakterine yapılmış bir müdahale bulamadım. Yukarıda detaylı bir şekilde incelediğim reji 'farklı' lakin 'yaratıcı' değil. Günümüzde olumsuz anlamda eleştiri yazıldığında sosyal medya üzerinden bir 'saldırı' kanalı açılıyor. Birkaç gün önce yine bir Birkiye rejisi olan 'Katil Joe'yu yazmıştım. Beni art niyetli olarak görenlerin o yazıyı okumalarını dilerim...     

Dekor tasarımı Barış Dinçel imzalı. Dinçel, göz boyayıcı bir tasarıma imza atmamakla beni şaşırttı. İki yönlü değişken dekorlarıyla pratik açıdan beni memnun etti. Her sahneyi özetleyici bir vaziyette az nesnelerle kurması hem kurguyu daha kolay anlamlandırmama hem de işin doğallığını hissetmeme imkan tanıdı. Tasarım bana Verona'nın sıcaklığını verebildi. Sadık Kızılağaç'ın kostümleri dönemin tasvirinde başarılı. Oyun kişilerinin yaşlarına uygun. Romeo ve Juliet'in yaş ayrımını ortaya koyar cinsten. Ayrıca iki aileye mensup üyeleri 'gruplandırıcı' özelliğe sahip. Işık tasarımında Yakup Çartık zaman geçişlerini kararma-açılma yöntemiyle kotarır gibi yapmış. Işık, sisin içinde boğularak istemediği etkiler bırakmış. Özenli bir ayarlama göremedim.  

Kadro, Ali Rıza Kubilay, İrem Sultan Cengiz, Burak Dur, Muhammet Çakır, Damla Karaelmas Gökhan, Hüseyin Durak, Mert Asutay ve Gülce Uğurlu'dan meydana geliyor. Ekip çalışması uyumlu. Birden fazla role bürünen sanatçılar üzerine düşeni yapmış. Başrollerin (Romeo ve Juliet) ikili uyumunu yakalayamadım. Koronun ve solistin seslerini beğendim. Emeği geçen herkesi kutlar, alkışlarının bol olmasını temenni ederim...

Bakırköy Belediye Tiyatrosu'ndan 59 sanatçıyı, 2016 yılına kadar sözleşmeli olmalarına rağmen işten çıkaran Cumhuriyet Halk Partisi'ni kınıyorum. Bu hata derhal düzeltilmeli, sanatçılar hak ettikleri muameleyi görmelidirler. #BuBenimDeMeselem


Notlar: 
Oyun 1 saat 30 dakika / Tek perdedir.
Fotoğraf bana aittir.

Kaynak
Oyun metni (Romeo ve Juliet)


     

Ege KÜÇÜKKİPER


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder