9 Haziran 2015 Salı

İnteraktif Bir Oyun: 'Kara Vanilya Ormanı' (Talimhane)



Philip Ridley'in 2013'de yazdığı 'Kara Vanilya Ormanı' Talimhane Tiyatrosu prodüksiyonu olarak, Lerzan Pamir rejisiyle sahneleniyor. Ridley ilk oyununu 1991'de yani 26 yaşında kaleme alarak, günümüze kadar 17 yetişkin ve 2 çocuk oyunu olmak üzere toplam 19 oyuna imza atmış bir yazar. Ridley'in, Kara Vanilya Ormanı adlı eserinin dışında 5 oyunu daha ülkemizde sahnelenmiş. Tiyatro Yan Etki 'Leaves of Glass', İkinci Kat 'The Pitchfork Disney', DOT 'Mercury Fur', Tiyatro 0.2 'The Fastest Clock in the Universe', ve Craft Tiyatro 'Vicent River' adlı yapımıyla, seyirciyi Ridley'e hazırlamış. Görüldüğü gibi yazarın sahnelenen tüm eserleri, 'alternatif tiyatro'larda izleyicisi ile buluşmuş. Bahsi geçen eserin metnini okuduktan sonra durumun böyle olduğuna şaşırmadım. Ödenekli kurumların da bu tarz oyunları sahnelerine taşıyacaklarını beklemiyorum.


Metinsel Özellikler

Kara Vanilya Ormanı, alışılagelmişin dışında bir oyun. Serim-düğüm-çözüm bölümlerinin öneminden çok, ayrıntılarla 'olay' yaratmaya çalışan bir metin. Eser, kendi içerisinde bir bütünlük taşımakla birlikte, hikayesel bir anlatım diline de sahip. Geçişler son derece hızlı. Metnin geneli, sonrasına dair ipuçlarıyla dolu ve karakterler arasındaki koşutluklar üzerine kurulu. Geçmiş ile o an, birbirini harmanlar nitelikte. Bu tanımlamalarım şüphesiz yazarın kurgusal dilinden kaynaklı. Oyun tek kişilik (Andrea) ve birçok metaforun kendine yer edindiği bir atmosferde.

Ridley, ana tema olarak 'sevgi'yi seçmiş. Bu seçim, yerini giderek sevgisizliğe ve bunun doğuracağı neticelere bırakmış. Aynı şeyi 'umut' için de söyleyebilirim. Umut ve umutsuzluk, kişinin yaşadıklarıyla 'doğal' bir görünüme dönüşmüş. Yazar, sevginin önemine atıfta bulunurken, dolaylı da olsa ebeveny ilişkilerine, bu ilişkilerin çocuklar üzerindeki etkisine, çağın gençliğine ve kadınsal sorunlara değinerek bir portre oluşturmuş. Ridley'in metninde bireyden topluma doğru yayılan bir iz bulmak mümkün fakat sonuca ulaşmak pek mümkün değil. Genel yapı karamsar ve çözüm üretmekten epey uzak. 

Ridley'in hikayesi, daha önce çok anlatılmış ve her yerde herkesin ağzından duyulabilecek bir hikaye. Hikayenin bu özelliği onun evrensel ve güncel tarafı. Metni okurken, oyun kişisinin "eğer bu hikayeyi daha önce duyduysanız..." repliğinden sonra heyecanımı kaybettim. Yazarın, bu durumu basit ve normal karşılanan bir yaşanmışlığa vurgu yapmak amacıyla bilinçli olarak tercih ettiğini düşünüyorum. Kara Vanilya Ormanı'nda, kadına yönelik vuku bulan her türlü hadisenin sürekli tekrarlanmasından, bazı hallerde ölümcül olmamasından ve cezasız kalmasından dolayı insanların 'hissizleşmeleri'ni görmek olası.   

Yazar, 'arkadaş seçimi'nin mühimliğine değinerek, bu seçimin tesirlerine de dikkat çekmiş. Ebeveyne, bir 'aile' kurma görevinin bilincinde olması gerektiğini hatırlatarak, iş ile özel yaşam arasındaki sınırın dengesini belirlemiş. Giderek 'korkan' bir kadın figürü meydana getirerek, kadını, başına gelecekleri hak ettiğine inandırmış. Elbette bunun sorumlusu olarak eğitimden, ahlaktan ve vicdandan yoksun erkekleri kaydetmiş. 'Güven' sorununa parmak basarak, her şeyden evvel bir bireyin ailesinden, eşinden ya da dostundan duyamadığı güveni bir 'yabancı'dan duyabileceğini örneklemiş. 'Tesadüf'lerden ilham alarak, başka bir tesadüfün doğumuna olanak tanımış. Bu doğrultuda Andrea ile annesinin aşk konusundaki benzerliklerinin metnin ana eksenindeki temel koşutluklardan birisi olduğu kanısındayım. (Bir süre sonra Andrea, annesi konumuna geçiyor gibi) 

Metaforik Anlatım

Orman, Tilki, Balıkçıl Kuşu ve Eşek Arısı oyunun metaforik yönünü ortaya çıkaran unsurlar. Eserin tümüne yayılan eşek arısı, kadının karşısındaki en büyük engel olan 'erkeği' simgeliyor. Ridley'in bu fikrine katılıyorum. Arı, kurbanını sokarken iğnesini kırar ve bir süre sonra yaşama veda eder. Yani av ya da avcı olduğu muallaktır. Fakat geride binlerce arı, beslenecek yeni bir çiçek, nefes alacak yeni bir orman aramak için mücadele etmek zorundadır. Bir nevi çiçek kadar narin olan kadının, bir iğne gibi sert olan erkeğinin karşısında gücü yoktur mantığı oyun boyunca varlığını korumuştur. Bu gücün oluşmamasını sağlayan da eşek arısıdır. 

Yazar, yarattığı karakterini defalarca eşek arılarıyla karşılaştırarak, hem kadın olmanın zorluklarının hem de kadının güç potansiyelinin altını çizmiş. Bu çizimi yaparken, metindeki diğer erkeklerden (babası ve iki sevgilisi) yararlanmış. Ridley, finalde yarattığı dördüncü erkek ile kadınının yıkılışına zemin hazırlarken, "kadını dışarıdan biri değil 'içeriden' biri yıkar" düşüncesini devreye sokarak, 'erkekliğin doğasını' tartışmaya açmış. Bence oyundaki en önemli mesaj bu. 

Balıkçıl Kuşu, 'özgürlüğü' sembolize etmesiyle, metnin en fresh metaforu. Yazarın tek umut serpintisi. Kadının tek dayanağı ve yegane amacı. Tilki, bu amacın gerçekleşmemesi için türlü kurnazlığı yapmaya hazır olan her şeyin bir tasviri. 'Kötü ruh'un bir yansıması. Orman ise, eşek arılarını ve tilkileri barındırmasıyla şüphesiz 'ölümün' bir başka adı. Ridley, metin boyunca babaanne karakterini kullanarak kadınını bilinçlendirmek için adımlar atmış. Tilkileri zehirlemesi için ona yol gösterirken, balıkçıl kuşunu elde etmenin kapılarını aralamış.   


Metin Bazında Önerilerim

Etkinliklerinizde çocuklarınıza da yer verin.
Çocuklarınızın fazla hayalperest olmasına izin vermeyin.
Cinsel deneyimlerinizi, çocuk evde yokken yaşayın.
Çocuklarınızı olur olmaz yerlerde terk etmeyin.
Çocuklarınıza 'görünmez' muamelesi yapmayın.
Çocuklarınıza güvende olduklarını hissettirin.
Çocuklarınızın tamamen size bağımlı olmalarına fırsat vermeyin.
Çocuğunuza ev içinde özel alanlar tanıyın, dağınık olmalarına müsade edin.
Çocuklarınızın gözlerinin içine bakın.


İnteraktif Bir Reji

Rejisör Lerzan Pamir, oyunu interaktif bir biçimle sahne üzerine taşımış. Metin bu uygulamaya çok müsait. Lakin fikri sevdiğimi söyleyemem. Kara Vanilya Ormanı biçime esir olmuş bir oyun. Bence Ridley'in hikayesi aynı zamanda bir yalnızlığın hikayesi. Seyirci, katılım sağlayarak bu yalnızlığı tedirgin etmemeli. Daha net anlaşılabilmesi için dekoru betimlemem gerekli...

Jemima Robinson bir 'cafe' konsepti yaratmış ve rejisör, oyunu izlemek için gelen seyircileri (müşterileri) cafenin (oyun alanının) içerisine dahil ederek, garsona (oyuncuya) servis yaptırmış. Oyuncunun bir şey 'sunduğu' kesin fakat hizmet yolu bence çok yanlış. Ben oyun alanının içerisinde dahil olmayarak, salonun normal koltuklarından birine kuruldum. Buradaki amacım hem dışarıdan içeriyi görmek, hem de dışarda olmama karşın, içeri girip giremeyeceğimi test etmekti. Test başarısızlıkla sonuçlandı. Bu sonuçta rejisörün, dekor tasarımcısının ve oyuncunun payı büyüktü. Dekor zemininin siyah-beyaz karelerden oluşmasını ve masa yerleşimini sevdim. Karakterin içinden çıkmaya çalıştığı fakat türlü yollarla hapsolduğu 'labirent' izlenimini vermeye çok yakındı.

Kemal Yiğitcan'ın ışık tasarımını çok beğendim. Özel anları yakalamakta üstüne yok. Karakterin değişken duygularına güç kattığı aşikâr. Dekor tasarımı ile (cafenin lambaları) içli dışlı bir ışık yansıtımı, doğallığa bir katkı. Orhan Enes Kuzu'nun müzikleri, oyunun 'kurtarıcısı' vaziyetinde. Zamanlaması ile beraber 'hal'e göre iniş-çıkışları pek hoş. Kostüm tasarımı yazmıyor. Son zamanlarda bu moda. Geçenlerde böyle bir oyuna daha rastladım. Şu kadarını belirtmem de yarar var ki, kostümler karakterin yaşına ve bağlı bulunduğu çağa uygun. Lakin renkleri onu anlatmıyor. 

Özge Erdem'i sahnede ilk kez izledim. Son açtığım başlığın ilk paragrafı, oyuncuyu için düşündüklerimin bir aynası. Tek kişilik bir oyuna soyunmak cesaret ister. Kendisini cesaretinden ötürü kutlarım. Emeği geçen herkesi selamlar, alkışlarının bol olmasını dilerim. İnteraktif bir oyun yaparken, bunun seyirciyi nasıl rehavete sürükleyeceğini düşünmelerini (mesaj çekme, arkadaşı ile konuşma, salonu terk etme vb.) temenni ederim...



Notlar:
Oyun 1 saat 20 dakika / Tek perdedir.
Fotoğraf bana aittir.

Kaynak
Oyun Metni (Kara Vanilya Ormanı)
Vikipedia (Yazar)         




Ege KÜÇÜKKİPER


1 yorum:

  1. Merhaba,

    Şu sözünü olağanüstü gerçekçi bulduğumu milyonlarca kez haykırmak istiyorum:

    "Kara Vanilya Ormanı biçime esir olmuş bir oyun."

    Başarı dilemeyeceğim; zâten başarılısın ve tebrik etmeyeceğim; zâten tebrik beklemiyorsun...

    Bulunmaz

    YanıtlaSil